VİETNAM SAİGON-5

Vietnam Tatili

Vietnam Tatili ve Vietnam Gezisi esnasındaki anılarım olan Vietnam Saigon yazısına arayı uzatmadan devam edelim arkadaşlar.

Evet, Vietnam Saigon yazımızda en son Hoca hanımı yolcu ettmiştik.Daha sonra odaya geri döndüm. Arayan soran yok diye kendi başıma az dolaşayım şöyle tek takılayım diye düşünürken kapı çaldı. Açtığımda Dohang kapıda idi. İçeri davet ettim. Gece olanlardan haberi vardı. Yung u sorduğumda o artık gelmeyecek Frank onu başka iş ile görevlendirdi dedi. Dudak büküp hazırlandım. Niyetim bir güzel Yung u azarlamaktı ama gelmediği için yapabileceğim de bir şey yoktu.

Vietnam gece hayatıDohang ile beraber aşağıya indik. Lobide beni bir sürpriz bekliyordu. Dün geceki masör kız lobide oturmuş bizi bekliyordu. İlk tanıyamamıştım ama lobide güzel bir bayan oturuyorsa her erkek gibi benim de dikkatimi çekmiş ve daha dikkatli incelediğimde de masör kız olduğunu anlamıştım. Dohang a ne işi var diye sorduğumda Sana gece demedim mi diye yanıt verdi. Doğru demişti ama kızı niye aşağıya oturtun diye sitem edecek oldum Frank in öyle talimat verdiğini ve Frank in bizleri beklediğini söyleyince konu açıklığa kavuşmuştu.
Neyse kızın yanına gelip kısa bir sohbetten sonra dışarı çıktık Dohang a Frank nerde diye sorduğumda Saigon un güneyinde sahilde olan bir yerlerden bahsedince yok dedim bugün buralarda takılayım yarın Frank ile buluşalım diyince Dohang Frank ile konuşmamı kendinin elinden bir şey gelmediğini söyledi. Bende telefonla Frank i aradım. Telefona her zamanki gibi şen bir şekilde Doktor geldiniz mi diye cevap verdi. Durumu anlatıp sonra gelirim falan dedim de dinleyen kim, Doktor olmaz hafta sonu gel ki rahatım Vietnam’a bir daha ne zaman gelirsin gel işte diyordu. Elimiz mahkum Frank i de kırmak istemediğimden kabul etmek zorunda kaldım.
Uzatmayım arabayı Dohang kullanıyordu yaklaşık 3 saatlik araba yolculuğundan sonra geleceğimiz yere varmıştık. Burası bir küçük bir Vietnam sahil kasabası idi. Ama düşündüğünüz gibi sefalet falan yok her yer temiz kaldırımlı gelişmiş yani. Tek tük köhne evler vardı ama ortama renk katıyorlardı. Frank in evi daha doğrusu akrabalarından kalan evi almış restore edip onarmıştı uzun senelerin ardından. İçeri geçtik yanımda da masör kız yani Kuk vardı araba yolculuğu beni resmen sersem etmişti. Geldiğime pişman olmuş bir vaziyette idim açıkcası.

İçerde sadece Frank vardı. Ailesini sorduğumda, gülümseyip eli ile de tuhaf işaretler yapıp Vietnamca bir şeyler söylenince, bende Türkçe konuşmaya başladım mecburen. O ne demek istediğimi anlamıştı. Onlar pazartesi gelecekler tüm hafta burada olacaklar dedi. Bende doktor evde sorun falan mı var diye sordum. Yok dedi ama bir şeyler vardı diye düşünüyorum çünkü tavrı pek Frank lik değildi. Ama fazlada konunun üstünde durmadım.

Vietnam geceleriArka bahçe tarafına geçtiğimde gözlerim yerinden oynayacaktı arkadaşlar. Frank arka bahçesine suni bir gölden yüzme havuzu yapmış yanına küçük küçük yapay şelaleler, akan suların arasında ve etrafında envai türde ve güzellikte çiçekler. Yüzülecek yerin hemen yanında balık havuzu ama sanki bitişikmiş gibi duruyor ve bilmesem sani tamamen doğal görünüyor. Ama oranın suyu ile yüzülen gölettin yani havuzun suyu ayni gibi görünse de hiç karışmıyordu. Resmen ağzım hayranlıkla açık kalmış bir şekilde hayran hayran baka kalmıştım manzaraya. Yani arkadaşlar o manzarayı, o güzel bahçe ve şelaleleri görmeden inanın ne demek istediğimi anlayamazsınız.
Kuk un yani masör kızın dürtmesi ile kendime geldim. Herkes bana bakıyordu, ağzı açık şekilde duran kimdi diye. O an etrafıma bakındım 20-30 kişi kadınlı erkekli mangala benzeyen ocakların başında pişen etlerden alıp dolaşıyorlardı. Anlayacağınız barbekü partisi veriyordu Frank ve ben geç geldiğim için herkesi bekletmişti. Frank e kim olduklarını sorduğumda personelim diye cevap verdi. Meğer her ay personeli ile hafta sonu değişik bir etkinlik yapıyormuş bizim Frank. Bende etlerden alacağım da hangisi domuz hangisi değil ya da domuz yapılan yerde dana etini de mi pişirdiler diye tedirgin bir halde etlere bakarken Frank bana seslenip gel dedi.

SaygonMeğer unutmamış kuzu eti sevdiğimi ayrı bir ocakta sadece kuzu eti ve dana eti koydurmuş. Helal olsun doktor deyip tabağıma ilk pirzola ve kaburgalardan koydum. Ama ekmek hak getire, ekmek onların kültürlerinde pek yok o yüzden sadece et ile karnımı doyurdum. Yanında da sade tonik içtim araba sersemlettiği için alkol almak istememiştim. Neyse bu esnada Frank sıra ile personelini getirip tanıştırıyordu bana. Her gelenin hangi işini takip ettiğini söylüyordu. En son dayanamayıp Doktor bırak da yemek yiyeyim yeter dedim. Gülüp okey Doktor deyip, diğerlerinin arasına geri döndü. Ben de Kuk u alıp şelalelerin yakınına gidip kayalara oturdum. Kuk ile hem yemeğimizi yiyip hem de sohbet ettik. Diğer bölümden de bildiğiniz gibi Kuk un İngilizcesi zayıftı ama yinede anlaşıyorduk. Sohbet esnasında Kuk tan öğreniyorum meğer gittiğimiz o masaj salonunun büyük ortağı Frank imiş.

Yemek faslı bitmişti Kuk ile bana kalacağımız odamızı gösterdiler. Odada ilk önce duş yaptım baktım Kuk elinde havlu ile banyo kapısında beni bekliyor. Alışkanlık olmuş bir kere kendisi havlu ile beni kuruladıktan sonra içeri duşa giriyor bende giyinmeye başlıyorum. Kuk ta duştan çıkıp giyinip aşağıya iniyoruz. Herkes hazır vaziyette yine bizi bekliyorlar.

Hep birlikte dışarıda bizleri bekleyen arabalara doluşup yola çıkıyoruz. Gittiğimiz yer bölgede bulunan bir Golf Kulübü idi. İçerde Frank Kuk a bir şeyler söyleyip Kuk un yanından beni alıp, beni bir sürü kişi ile tanıştırdı. Hiç haz etmediğim ve eğlenemediğim ortamlardan biri ile karşı karşıya idim. Vietnam a iş için gelmiştik ama ayni zamanda Vietnam tatili de yapmayı planlamıştım. Zaten İlk Gün Frank ile işleri görüşüp halletmiştik. Dişimi sıkıp 2 saat dayandıktan sonra Frank e ayrılayım mı diye sorundum. İlk istemesede yorgun olduğumu ve biliyorsun böyle ortamlardan hoşlanmam diyince kabul edip bizi Dohang ile  eve geri yollattı.

Saigon gece hayatıKuk ile odaya çıktık. Kız ile pek fazla ilgilenememiştim fazlada bir sohbetimiz olmamıştı açıkçası. Yemek ve arabada yaptığımız konuşmalar dışında. Yine ilk ben duşa girdim. Vaziyet yine ayni Kuk kapıda havlu ile beni bekledi, kuruladı sonra kendi duşa girip çıktı. O bana bakıyor bende ona çünkü olan olaylar, kızın gelmesi falan hep benim kontrolüm dışında gerçekleşmişti. Kuk a ne diyeyim ilk sohbet edeyim ortam yumuşasın diye düşünürken, İlk adımı Kuk atıp masaj yapayım mı diye sordu. Bende olur dedim. Göz ucu ile de Kuk un çıplak vücudunu seyrediyordum.

Bana yatağa uzanmamı söyledi. Bende yüz üstü uzandım. Kuk sırtıma çıkıp ilk ayakları ile belime ve omuzlarıma masaj yaptı ardından krem ve losyon ile elleri ile masaja başlamıştı omuzlarımdan belime indi ve en son hatırladığımda bu arkadaşlar. Ben nasıl ortamı yumuşatıp icraata geçerim diye düşünürken Kuk un yaptığı masaj ile ben yumuşayıp kendimden geçip uykuya dalmışım meğer sabah uyandığımda Kuk çoktan kalkmış giyinmiş beni bekliyordu.

İlk elimi yüzümü yıkayıp odaya geri döndüğümde Kuk un kıyafetleri dikkatimi çekti. Kuk üstünde geniş boğazlı yarım bir tişört altında mayo beline de şal bağlamıştı. Sorduğumda Dohang ın deniz kenarına Plaja gideceğimiz o yüzden böyle giyindiğini söyledi. Aksilik bende ne şort nede mayo vardı. Mecburen Kot pantolon üstede beyaz tişört giydim. Böylece hazırlanıp beraber aşağıya indik.

Vietnam GezisiKahvaltı hazırlanmıştı bizi bekliyorlardı. Ama dünkü 20 30 kişilik personel gurubu gitmiş yerine Frank ve Dohang ın dışında 4 erkek 8 de bayan vardı. Oturup kahvaltı ederken yeni şahsiyetleri tanıştırdı bana Frank. Yeni gelenler Hanoi deki işlerini takip eden ortakları imiş. Onlarla da sohbet edip az biraz bahçede oturup, ardından topluca yola çıktık.

Gittiğimiz yol üzerinde tuz havuzlarını durup çalışanlarını izledim. 2 saate yakın süren bir araba yolculuğu ile geleceğimiz yere vardık. Geldiğimiz yer tamamen tenha bir yer kumsalın kenarında bulunan kayaların üstünde restorana benzer bir yapı vardı. Oraya girdik. İçeride 4-5 yaşlı adam ile orayı çalıştıran yaşlıca bir bayan vardı.

Oturduk bira söyledik içip serinledik. Ardından topluca plaja döndük. Girdiğimiz yerden masa sandalye tüm ihtiyaçlarımızı getirdiler. Kızlar hemen mayoları dışında kalanları çıkarıp denize girdi. Biz erkeklerde masaya oturup ufaktan sohbete başladık. Biralarımızı yudumlayıp denizde oynaşan kızları seyrediyorduk. Her zamanki gibi Dohang hemen yanı başımda idi. Bir ara Frank Doktor eski günlerdeki gibi balık tutalım mı diye sordu olur dedim. Daha cevabı yeni vermiştim ki yaşlı adamların birinin elinde oltaları gördüm. Frank ve ben guruptan uzaklaşıp kayaların üstünden oltamızı denize salladık. Frank başladı anlatmaya 45 dk boyunca onu dinledim. Dünkü halini Bu gün gelenleri ve de daha fazlasının sebeplerini açıkladı. Konu dışı olduğu için değinmeyeceğim.

Vietnam anılarıBu ufak ve can sıkıcı konuşmamızdan sonra birlikte geri döndük. Geldiğimizde kızlar da masaya gelmiş, masada denizde ne varsa pişirilmiş şekli ile masaya konmuş vaziyetteydi. Oturup o bir birinden lezzetli deniz ürünlerini yedik. Biramızı içtik. Masada iken Kuk daha bir yakın davranmaya başlamıştı bana. Biz Pattaya da kızların ilgisine alakasına alışmıştık. Vietnam da öyle bir durum söz konusu bile değildi ya nedense. Neyse Tıka basa yedikten sonra üstüme bir mayışma çökmüştü. Tabi bir tek bana değil herkes ayni şekilde idi. Kimisi şezlonga uzanmış kimisi kuma serdiği havluya uzanmış vaziyette kestirmeye başlamıştı. Bende kalkıp, hem yediklerimi hazmetmek için, hem de şöyle doğa ile baş başa kalıp etrafın tadını çıkarmak amacı ile hareketlendim. Aklımda da Frank ile konuştuklarımız vardı.

Tam kalkıp yürümeye başladığım esnada Frank seslendi doktor nereye diye. Dolaşıp geliyorum deyip yürümeye başladım o esnada Kuk ta yanıma gelmiş elimden tutmuştu. Düşünün liseli aşıklar gibi el ele kumsalda yürüyorduk. Ne manzara ama.

Kuk u da ihmal etmiştim aslında. Ondan da özür dileyip mazeret uydurmaya sohbet etmeye başladım. Konuşa konuşa kumsalın ortasındaki ağaçlık kısma gelip yere oturduk karşımızda 4-5 küçük adacık vardı. Sahilden 50 bilemedin 60 metre içerde idiler. Adacık diyorum yani en büyüğü 250 300 mt2 gibi düşünün. Üstünde ağaçlar çalılar. Denize salkan ve yine denizden çıkan ağaçlar gibi düşünün. Neyse Kuk a adacıkları gösterip gidelim mi diye sorunca kafasını sallayıp olur dedi. İlk yürüyerek denize girdik, yürüye yürüye ilerledikten sonra kalan 20 25 metreyi de yüzdük. Ben yüzerken biraz zorlanmıştım çünkü altta kot pantolon üstte tişört ile girmiştim denize. Baya bir ağırlık yapmıştı anlayacağınız.

Vietnam kızlarıZar zor en önde olan ve en küçük olan kayalığa ulaştık. 15 metre ilerimizdeki adacığa kısa zamanda dinlenip yüzerek çıktık. En büyük olanı esas adacık önümüzde idi. Aramızda 40 metrelik kısmı yüzerek geçtikten sonra fark ettik adaya çıkabileceğimiz yeri yok. Etrafı hep dik kayalık. Adacığın etrafında yavaş yavaş yüzüp turlamaya başladık ki, Adacığın deniz bakan tarafı ve de kıyıdan görünmeyen ufak bir kumlu plajı vardı. Kumsallık 10 metre ya vardı ya yoktu. Oraya Kuk ile çıkıp kumsalda dinlendik. Ardından adacıkta şöyle gidebileceğimiz yerlere kadar bakındık.

Kumasalın arkasında kayalıklar ve çalılar vardı ardında 4 5 ağaç ve tekrar kumluk ve deniz suyu dolu ufak bir yer daha vardı. Suya ayağımı soktuğumda su ılıktı. Hafiften içine girdim. Kuk a da gelmesini söyledim. Kuk da yanıma geldi suyun sıcaklığı çok iyi hissettiriyordu. Beni bir rahatlama bir ferahlama bulmuştu. Gölet derin de değildi, belime bile gelmiyordu en derin yeri. Oturarak Kuk ile sohbete başladık ta ki benim pantolonun içinde bir şeylerin girdiğini hissedene kadar. Tabi bacağım da bir şeyler olduğunu hissettiğim anda hemen ayağa kalkıp kot pantolonu silkelemeye başladım. Hemen ardından Kuk a sırtımı verip Pantolonu sıyırıp karaya savurdum. Gidip ters yüz ettiğimde ufak maviye benzer bir renkte balık olduğunu gördüm ve usulca suya geri koyup pantolonu geri giydim. Bu esnada beni izleyen Kuk kahkahayı basmıştı. Nedenini bilemeyeceğim ama hallerim ve tavırlarım ona komik gelmişti. Tabi o gülünce ben de buna tavır yapıp su attım o bana derken sarma dolaş suyun içinde güreşmeye başladık. Tabi balık efendi bu seferde Kuka sürününce, Kuk bir çığlık atıp panik içinde sudan çıktı. Bu sefer kahkaha atma sırası bende idi. Bulunduğum yerden kalkıp Kuka baktım.

Kuk deniz kenarındaki kumsalda bacaklarını yıkıyordu. Yanına sokulup yardımcı oldum avucuma deniz suyu koyup kaşınan yerini yavaşça yıkadım sonra öptüm. Sonrada ikimiz birlikte denizden çıkıp o daracık kumlukta güreşmeye dönmeye başladık da ağzımız gözümüz yüzümüz her tarafımız kum olduğu için vaziyetimizi hiç bozmadan döne döne denize geri girip dalgalar eşliğinde bitap düşene kadar güreşmeye devam ettik.

Yorgun bir şekilde kumsala uzanıp dinlendiğimizde bir baktım benim pantolon karşı adacığa vurmuş. Kuk un mayosunun üstü kayıp. Pantolonumu alıp giydikten sora Kukun mayosunun üstünü aramaya başladım da bulamadığımız için benim tişörtü verdim. Allahtan alt kısmı kaybolmadı yoksa ne yapardık bilemeyeceğim yani.

Tekrar yüzerek Frank in olduğu plaja geri döndük. Onalar da bizi arıyorlarmış meğer. Hep beraber akşam yemeğimizi de orada plajdaki masaya kurdurduk. Güneş yeni batmaya başlamıştı kızıllığı denize vuruyordu. Ortamın sessizliği ve sakinliği karşıdaki kıyıdan gelen kuş sesleri ile bozulmuştu. Frank karşı taraf ne diye sordum Kuş cenneti diye cevap verdi Milli Park dahilinde doğal koruma alanı imiş. Yemekleri yedikten sonra ayrılacağımız esnada Frank bana Saygon un daha yakın olduğunu söyleyince, tekrar çift yol çekmemek için Ben Saigon a geri döndüm.

Saigon geceleriKuk ile odaya çıktığımızda ilk işimiz birlikte duş yapıp üstümüzdeki tuzu atmak oldu. saat gece 11 olduğu için Kuk a ne yapalım diye sorunca, eve gitmek istediğini söyleyince, taksi çağırayım dedim. Kuk taksi istemez kendim giderim diye yanıtladı. Ertesi sabah saat 10 da buluşmak için anlaşıp yanımdan ayrıldı.

Günün yorgunluğu üstümde olmasına rağmen fırsat bu fırsat deyip o ana kadar hiç yalnız başıma Saigon gece hayatına çıkmadığımı düşünüp, ilk kez Saigon sokaklarına, Vietnam gece hayatına, Vietnam gecelerine tek başıma takılma fırsatı geçmişti arkadaşlar. Hızla hazırlanıp kendimi Saigon gecelerine attım.
Otelden çıkıp az biraz yürüyüp daha önce gittiğim Bi Bara gittim dışarıda oturup biramı içip geçenleri seyrettim. Barda olan iki Vietnamlı bayan bana yanaşınca onlar ile sohbet edip masama davet ettim. Kızların ikisi de oldukça güzeldi. Sohbet esnasında kızların üniversitede öğrenci olduğunu öğrendim. Sohbetlerimizi derinleştirip kızları kıvamına getirdim. Saat 12 biraz geçmişti ki kızlarla kişi başı 700,000 dong a anlaşıp, onlar ile otel odasına geçtim. Saygon gece hayatımdaki ilk kez takılmamın verdiği hoşnutluk ile kızlar ile odada önce duş ve ardından da ne sohbet ne bir şey demeden direkt yatağa geçiş yaptık. Kuk ile plajda başlayan işimi kızlar ile tamamladım. Tipik Vietnamlı kızları gibi ikisi de 3 saat sonra toparlanıp gitmeye hazırlandılar. Bende paralarını ödeyip kızları yolcu ettikten sonra yorgunluktan deliksiz bir uyku atıp sabaha kadar yattığım yeri bile hissetmeden uyudum.

 

Yazının önceki bölümü olan VİETNAM SAİGON-4 i okumak içintıklayınız.

 

Yazının sonraki bölümü olan Vietnam Saygon Veda yı okumak için tıklayınız.

 

VİETNAN SAİGON-5 adlı yazıyı yazıp sitemizde bizler ile paylaşan Sn POUL a tüm asyarehberi olarak teşekkür ederiz.

Toplam 5 Yorum Var

  1. Sayın Poul
    Uzun aranın ardından devam niteliğindeki vietnam yazısı ilaç gibi geldi bir solukta okudum senin yazılarını özlüyoruz arayı bukadar uzatma buraya kadar tamamda yazmadan edemeyeceğim samimi duygum senin yaşadığın bu maceralar beni hafif kıskandırıyor ve bana hayaller kurduruyorsun bunuda bilesin neyse sen yine yazmaya devam et bende kıskanmaya devam edeyim yapacak bir şey yok

  2. Artema kardeş özel hayattaki işler site işleri gelen yazıları derken ancak fırsat bulup yazabildim. Oda dünya kadar işim vardı sabah ama Kıbrıs tarihindeki en karlı gününü yaşadı girne lefkoşa güzelyurt her tarafta kar vardı ki biliyorsun bir hafta evel deniz kıyısında ciğer uykuluk sefası yapıyordum. Neyse durum böyle olunca evden çıkmadığım için ancak fırsat bulup yazabildim inan.
    Kardeş kıskanma konusuna inan birşey diyemeyeceğim. Ama sırf seni mutlu etmek için kötü ibretlik anılarımdan birini yazıp yayınlayacağım kardeş.

  3. Arkadaslar sayenizde vietnam hakkinda unutamiyacagim bilgilere sahip, oldum. Ayni sekilde filipinler hakkinda yazi bekliyorum

    • derman kardeş isteğinizi arkadaşlar ile görüşüp ilk tanıtım yazısı olarak filipinleri yayınlayacağız bilginiz olsun

Cevap Yaz

E-posta adresiniz yayınlanmayacak.


*