Ücretleriyle Pattaya, Koh Samed, Bangkok Rotası

Koh Samed, Ao Prao Beach

Balayı için Tayland’da geçirmiş olduğumuz 5 güncük bize tabii ki yetmemişti. Biz de 10 ay sonra paramızı biriktirmiş, bu sefer daha tecrübeli olarak yollara koyulmuştuk. Bu seferki rotamız Doğu Tayland olacaktı. Şu öve öve bitiremedikleri Pattaya ’yı bir görmeliydik! Bir bakalım meşhur Pattaya nasılmış…

1. Gün: Tayland’a Varış, Pattaya

Hellooo Tayland!! Yine görüşeceğiz dememiş miydim? Bangkok havaalanına indik ve derhal Pattaya’ya giden otobüs terminaline giden ücretsiz shuttle’lara bindik. Bir sonraki otobüs 2 saat sonraydı ve hava aşırı derecede sıcaktı. Neyse ki terminalde bir market vardı da ara ara içeri girip serinledik. Sonunda yola çıkabildiğimizde fark ettik ki otobüsün bir sonraki durağı meğerse havaalanıymış!

Suvarnabhumi Airport, Pattaya Bus Terminals

Boşuna shuttle’a binip terminale gidip 2 saat beklemişiz. Direkt havaalanındaki durağa gitseydik muhtemelen bir önceki otobüse binmiş ve çoktan Pattaya’ya varmış olurduk… Anlayacağınız Bangkok’a varır varmaz Pattaya’ya geçmek isterseniz ucuz ve pratik olarak havaalanının hemen dışındaki duraktan buraya giden otobüslere binebilirsiniz. Neyse geç oldu güç oldu ama Pattaya’ya vardık. Otelimiz sahil tarafında olduğu için oraya giden Tuktuk’a bindik. Taaa Bangkok’tan Pattaya’ya 160 THB’a gidip 10 dakikalık yola 100 THB vermek zorunda kaldık. Üstelik yolun üzerinde başka hiçbir alternatif vesait de yoktu. Tuktuk’lar iyi, hoş, otantik ama resmen turist avcısı olmuşlar…

Otelimize varıp duş alıp serinledikten sonra derhal kendimize bir masaj salonu aramak için sahile doğru yola koyulduk. Çevrede açık olan masaj salonu pek yoktu, neyse ki bir tane bulup kendimize çok özlemiş olduğumuz Thai Masajı ısmarladık. Masaj sırasında yol yorgunluğuyla ben yine uyuyakaldım. Zamanın nasıl geçtiğini anlayamadan masaj bitti… Otelimize ve masaj salonuna yakın olan alışveriş merkezine (Central Festival Pattaya Beach) girip karnımızı doyurduk.

Karnımızı güzelce doyurduktan sonra şu meşhur Walking Street’e gidelim dedik. 10 ay boyunca Rambutan (Asya’ya özgü içi üzüme benzeyen meyve) diye sayıklayan ben, her meyvecinin önünde durdum sanırım J Burada güzel canlı müzik yapan bir bara oturduk. Oldukça keyifliydi. Evet caddede oldukça çılgın görüntüler vardı. Asla ayırt edemeyeceğimiz güzellikte Lady Boy’lar, Go go barlar, kostümler giymiş kızlar… O kadar ki ayak masajı yaptırmaya girdiğimiz bir salondaki masözler bile Lady Boy’du. Bize anlattıklarına göre Lady Boy olmak erkek Tay’lar için küçükken özendikleri birşeymiş.

  • Otobüs için 2 kişi toplam 320 THB
  • Thai masajı: 250 THB
  • Açık büfe biftek ve salata kişi başı 350 THB.

2. Gün: Pattaya, Koh Larn

Pattaya’yı keşfe çıktık. Seyahatimizin her ayrıntısını daha Tayland’a gitmeden oluşturmuştuk fakat bizim için Koh Samet’e nasıl gideceğimiz hala büyük bir soru işaretiydi. İnternette oraya nasıl varabiliriz ayrıntılı bir bilgi yer almıyordu.

Biz de Pattaya’da çözeriz en kötü taksi tutarız diye düşünüyorduk. Beni tanıyanlar bilir aklıma bir şey takıldıysa onu çözmeden anın tadını çıkaramam. Önce o sorun çözülmeli… Hal böyle olunca her tur standına Koh Samet’e nasıl gideriz sorduk. Sonunda bir Tur standıyla anlaştık. Kişibaşı 300 THB minibüs ile Rayong’a gidiş, oradan da tekne ile Koh Samed’e varış olacaktı. Bir diğer alternatifse 1500 THB’a Rayong’a taksi, sonrasında taksiydi ama biz daha ekonomik olduğu için dolmuşu tercih ettik. Neyse bunu da ayarladıktan sonra denize girmek için Koh Larn’a (Mercan Adası) geçmeye karar verdik.

Koh Larn’ın en güzel plajı olan Samae Beach’e direkt giden ana iskeleden kalkan bir tekneye atladık. Plaja vardığımızda birer şezlong kiralayıp bütün gün denizin ve güneşin tadını çıkardık.

Akşamüstü ana karaya döndüğümüzde kurt gibi acıkmıştık. Kendimize Jumbo karides ve kokteyl ısmarladık ve 600 THB gibi komik bir hesap ödedik. Türkiye’de öyle bir ziyafet çekmeye kalksak eminiz en az 1000 TL ödemiştik hesap için.

Akşam Pattaya’nın meşhur Lady Boy Show’u olan Alcazar Show’a biletlerimizi aldık. İnanılmaz bir şovdu. Böyle bir taklit yeteneği, böyle göz kamaştırıcı bir gösteri bizi oldukça şaşırttı. Kesinlikle gidilmeli.

*Pattaya – Koh Larn Samae Beach tekne fiyatı; 100 THB kişi başı.
*Şezlong kirası 70 THB kişi başı.

3. Gün: Pattaya, Nong Nooch Tropical Garden

Bugün sabahtan ilk iş bir motor kiraladık ve derhal Nong Nooch Tropical Garden’a doğru yola çıktık. Açıkçası planımız sabahtan bahçeyi gezip akşam üstü de yüzen pazara uğramaktı. Fakat tropik bahçe o kadar büyük, o kadar ‘sadece bir bahçe’ değildi ki yüzen pazara vaktimiz kalmadı. Bir günlük motor kiralama ücreti 300 THB olduğu ve minibüse binsek kişi başı bunun iki katı para ödeyeceğimiz için motor kiralamayı tercih ettik. Fakat aklınızda olsun, eğer motor ehliyetiniz yoksa ve çevirmeye yakalanırsanız çok büyük cezaları varmış. O yüzden ehliyetsiz kullanmamanızı öneririz.

Nong Nooch Tropical Garden’ın kurucusu aslında kendi yurt dışı gezilerinde dünyanın ünlü bahçelerinden etkilenerek bahçesini çiçek bahçesine çevirmek istemesi üzerine Amerika, Güney Amerika, Orta ve Güney Afrika ve Endonezya gibi yerlerden bitkiler getirterek bahçeyi geliştiriyor. Ancak öyle gelişiyor ve güzelleşiyor ki dünyanın en güzel Tropik Bahçelerinden biri olarak ilk 5’te yerini alıyor.
Buraya vardığımızda girişteki arkadaş bize birden fazla bahçe turunun olduğunu söyledi. Bir saat özel şovlu tur vardı, sadece bahçe gezisi ve yemekli bir tur daha vardı. Biz özel gösterili olan biletten aldık ve yine aklımızı başımızdan alan şovlar seyrettik.

Bu bahçe ile ilgili tek takıldığım nokta hayvanat bahçesi kısmıydı. Hayvanlar o kadar bitkin o kadar sıska gözüküyorlardı ki gerçekten iyi bir bakıma muhtaç gibiydiler. Onların haline çok üzüldük… Sonra oradan çıkarken yanlışlıkla yolu karıştırıp fillerin tutulduğu yere gitmişiz.

Burada daha da çarpıcı gerçekle karşılaştık. Şov için kullandıkları filler büyük demir kelepçelerle tutuluyordu. İşte o zaman fark ettik ki bizim aklımızı başımızdan alan bu şovlar hayvan dostlarımıza büyük bedeller ödettirilerek yapılıyor. Kimi kişiler bu durumu sessizce şovlara gitmeyerek protesto ediyor ancak, yönetim bu konuda bir şey yapmazsa bizim gibi konuya çok hakim olmayan turistler bu işkenceci şovmenlerin ekmeklerine yağ sürmeye devam eder.

Akşam sevgili eşimin bana sürprizi olan oldukça şık bir restorana gittik. Mantra Restaurant Bar! Fiyatlar öyle yüksekti ki menüyü iyice inceledikten sonra hepsinden tadımlık alabileceğimiz 1500 THB’lık bir menü ısmarladık. Neyse ki tek kişilik söylememize rağmen gecenin sonunda iki kişi tıka basa doymuştuk. Ördekten tutun da özel pirinçli Tayland tatlılarına kadar her şey vardı menüde. Eşinize sürpriz yapmak isterseniz bu restoranı tercih edebilirsiniz.

4, 5, 6. Gün: Koh Samed

Bugün Koh Samed günü! Açıkçası tatilin en çok bu kısmını iple çekiyordum. Yine geziye gelmeden önce adayı derinlemesine araştırmış, adanın en güzel plajında bulunan en ekonomik otelden yerimizi ayırtmış, tam dinlenmeceli üç gün geçirmeyi garantilemiştim.

Dolmuşla Rayong’a vardıktan sonra otelimizin teknesini kaçırdığımızı fark edip iki kişi 1500 THB’a hız motorlarıyla otelimizin bulunduğu sahile gitmeye razı gelmek durumunda kaldık.

Bu ada ulusal park olduğu için girişte kişi başı 250 -300 THB civarı bir vergi ödeniyormuş. Bunu gitmeden biliyorduk ama sanırım adaya hız motoruyla gittiğimiz için kaçak girdik ve bu parayı kimse bizden istemedi. Anlayamadık. Yola çok para verdik diye üzülürken bu ücretten muaf kalmak keyfimizi yerine getirdi. Bunda tabii otelin ve doğanın güzelliği de epey rol oynadı.

Burada, iki günlük motosiklet kiraladık (500 THB/gün burada motorlar ana karadan daha pahalıydı.). Adayı gezdik bol bol dinlendik. Otelimizin olduğu sahilde med cezir olayları fazlasıyla hissedildiği için öğle saatlerinde havuzun, gündüz ve akşam saatlerinde de denizin keyfini çıkardık.

7. Gün: Bangkok’a dönüş

Otelin özel teknesi* ile Rayong’a geri döndük. Bangkok’a giden dolmuşlardan birine bindik. İstanbul’dan Bangkok’a gitmek 9 saat sürmüştü ama Rayong’dan Bangkok’a 5,5 saatte ancak varabildik! Dolmuş öyle yavaştı öyle oyalandı ki yolda, hepimiz isyan ettik. Dolmuşa kişi başı 300 THB verinceye kadar toplamda 1500 THB verip taksiye binseymişiz daha iyiymiş. Bütün günümüz böyle yollarda öldü. Bangkok’ta otelimize vardığımızda aç ve bitap haldeydik. Bizden size tavsiye Rayong’dan dönüşte paraya kıyıp taksi tutun.

Otelimizi Patpong Gece Pazarı’na yakın bir yerde tutmuştuk. Duş alıp ferahladıktan sonra daha fazla vakit kaybetmeyip burayı ziyaret edelim dedik. Yolda sadece sokak yemeği yapan bir cadde gördük ve dayanamayıp kendimize deniz mahsullü Pad Thai ve 50’lik buz gibi bir Singha Bira ısmarladık. Bu yemek şimdiye kadar yediğim en güzel yemekti sanırım. Yemekten sonra Patpong gece pazarına gittik. Burada birçok yan sanayi ürün ve birçok bar bulabilirsiniz.

Yollarda sizi Ping Pong Show ücretsiz izleyin içecekler de yalnızca menü fiyatı kadar (menünün resmini gösteriyorlar biralar 70, kolalar 60 THB civarı) derlerse sakın inanmayın!

‘Hadi, bir çılgınlık yapıp girelim!’ dedik.

Şovun bir bölümünü izledikten sonra hesap yapıyoruz kafamızda 200 THB civarı hesap çıkması lazım diye 5000 THB hesap gelmesin mi?! Ben ablalarla tartışmaya tutuldum olmaz böyle şey vs. diye. 2000 TBH’a kadar düştü ama baktım iş ciddi, şişi takacaklar böbreğe, ödeyip çıkmanın daha akıllıca olduğunu düşündüm. Böylece Tayland’da da dolandırılmadık diyemeyeceğimiz bir anımız oldu! Malum sebeplerden dolayı çıkışta paramız kalmayınca gece bizim için erken bitmiş oldu otelimize geri döndük…

* Otelden Rayong’a tekne: 100 THB kişi başı
*Pad Thai ve Singha bira toplam 170 THB

8. Gün: Bangkok: Wat Pho ve Khao San Road

Bugünü elektronik araştırmaya ayırdık. Sabah ilk iş Seven Eleven’a gidip kahvaltılık birşeyler alıp ayaküstü kahvaltı atıştırdıktan sonra metroya atlayıp MBK alışveriş merkezine gittik. Metro çıkışında taze sıkılmış meyve suyu yapan şirin bir mağazadan ferahlatıcı içeceklerimizi alıp alışveriş merkezine gittik.

İçerisi pazar gibi karmakarışıktı. En üst katta en uygun elektroniklerin olduğunu öğrenip oraya çıktık. Açıkçası Türkiyeden 1500 TL civarında daha ucuz cep telefonları bulduk ama orijinalliklerinden emin olamadığımız için hiçbir şey almadan oradan ayrıldık.

Bir sonraki durağımız tapınaklardı. Wat Pho (Yatan Buddha) ülkedeki masörlerin okuluymuş. Eğer masaj sertifikası alacaksanız Wat Pho sizin okulunuz olacaktır. Dolayısıyla bir masaj aşığı olarak elbette ki burada, masajın merkezinde, masaj yaptıracaktık! Masaj beklentimi çok karşılamadı, fazla sert geldi ancak bucket list’ten silinecek bir maddeydi işte.

Akşam Wat Pho’ya yürüme mesafesinde olan Khao San Road’a gittik. Burası sırt çantalı gezginlerin konaklamayı tercih ettiği, tapınaklara yakın mesafede ve gece hayatının oldukça hareketli olduğu iki paralel caddeden oluşan bir yer. Burada sokak partileri, sokak yemekleri, güzellik salonları çeşitli kıyafetler alabileceğiniz mağazalar ve hatta ayaküstü saçlarınızı  ördürebileceğiniz yerler görmeniz mümkün.

Burada yediğim muzlu-nutellalı krepi asla unutamam.

9. Gün Chatuchak Weekend Market

Son tam günümüzü alışverişe ayırmaya karar verdik. Chatuchak Weekend Market havaalanına yakın ve burada evcil hayvanlardan tutun da ikinci el kıyafetlere kadar her şeye ulaşabilirsiniz.

İnternette buranın oldukça büyük olduğunu okumuştuk o yüzden sabahın 10’unda metrodan çoktan inmiştik bile. Önce şöyle üstün körü etrafı dolaşıp ne nerede tespit ettikten sonra derhal exchange office’e gidip paramızı bozdurduk ve kendimize yeni, kabin boy bir valiz aldık. Yoruldukça yine pazarın içinde bulunan masaj bölümünde masaj yaptırdık. Gün sonunda valizimizi doldurmuştuk bile. Üzerinden 3 sene geçmesine rağmen hala dolabımın yarısının buradan aldığım kıyafetlerden oluştuğunu gururla söyleyebilirim.

Oldukça yorucu bir günün ardından tekrardan Khao San Road’daki muzlu-nutella’lı krebi yeriz umudu ile otelimize yakın olan iskeleye gittik ancak son vapuru kaçırdığımızı öğrendik. Ne yapabiliriz diye düşünürken orada bulunan vatandaşlardan birisi bize hemen ilerideki Asiatique’e gidebileceğimizi söyledi.

Asiatique, Chao Praya River kenarında bulunan otantik eşyaların satıldığı hafif panayırı anımsatan bir alışveriş kompleksi imiş. Biz oraya vardığımızda dükkanların çoğu kapatıyordu o yüzden pek bir şey göremedik. Bangkok’taki son günümüz böyle bitemezdi! Derhal bir Tuk Tuk’a atlayıp Khao San Road’a gitmeye karar verdik. Haklıydık; burada gece daha bitmemişti.

Güzel canlı müzik yapan bir yere oturup deniz mahsullü pizza yiyip Singha içtik. Birçok aksilik yaşamamıza rağmen hayatımın en güzel günlerini burada geçirdim. Bir daha gelmek nasip olur mu bilemiyorum ama eğer gelirsem izleyeceğim alternatif iki rota şimdiden hazır…

Pattaya ve Koh Samed’e dair olan izlenim ve gezimizin ayrıntılarını okudunuz. Yaşadıklarımızı amatörce derleyip bir video hazırladık. Umarım beğenir ve kanalımıza abone olursunuz.

Kanalımıza abone olmayı unutmayın 🙂

Bizi instagramdan en güncel gezilerimiz ve hikayelerimizle takip etmek isterseniz:

http://www.instagram.com/gezginaycan

Toplam 4 Yorum Var

  1. Tayland artık popülaritesini kaybetti
    Pattaya’yı bırak Phuket bike artık Arap, Hint ve Çinli’den geçilmiyor
    15 yıldan bu yana her yıl giderdim 2018 son oldu, hem TL değer kaybı ve thai baht dolar karşısında bu zamanda hiç değer kaybetmedi aksine Azda olsa değer kazandı ve bu artık Türkiye vb. Ülkelerden gidenler için lüks olmaya başladı, 2008 yılında TL ile 25 lira verdiğim otele 2018 de 150 TL verdim
    Herşeyi geçtim eskiden Avrupa, İskandinav, ABD, Avustralya vatandaşları çoktu, sonra yerlerini Ruslar aldı şimdi Arap, Hint ve Çinliler
    Geçen pattayadan otel işletmecileri derneği başkanı röportaj vermus Hint ve Arap’lardan bıktık , Avrupa ve Amerika’li zaten gelmiyor, Ruslari bile arar olduk demiş ki doğru
    Ruslar bu pahalılık dolayısı ile Vietnam, Endonezya’ya kaydı, Avrupalılar Filipinler, Malezya tarafina ki bende artık daha da gitmem Tayland çünkü cılkı çıkmış
    Acayipte pahalı artık zaten

    • Popülaritesini kaybetti değil de hitap ettiği kişiler değişti demek daha doğru. Ücretler konusunda malesef bütün dünyaya karşı aynı durumdayız. Pattaya’ya en son 2016’da gittim çok beğendiğimi söyleyemem. Daha çok Tayland’ın sakin adalarını tercih etmek gerekiyor. Çünkü ne olursa olsun Tayland uçak biletleri konusunda en uygun uzakdoğu tercihi ve adaları da tam bir cennet. Yine de, ne aradığınıza göre değişir tabii ki.

  2. Yeni yazınız için teşekkür ederiz, aslında bin küsür dolar şuan tayland için yeterli yurt içinde bir tatil yapayım deseniz 1 haftalık iyi bir otel 4-5 bin lira, artı yol ve yeme içme eğlence masrafları. Doğru zamanda alınacak uçak biletiyle tayland yurt içinden üçyüz beşyüz fark eder. zamanı iyi değerlendirip hesabı güzel yapmak gerekiyor. tabi enerjisi vakti olana.

    • Kesinlikle çok doğru söylemişsiniz. Şimdi bizde 2 yaşında bebek olduğu ve uçak bileti için tam para kestikleri için bizim gitmemiz ekonomik açıdan çok daha zor ama balayı, yıldönümü veya kaçamak yapmak için dolar 7 de olsa daha ekonomik bir tercih.

Cevap Yaz

E-posta adresiniz yayınlanmayacak.


*