İki Kafadar – Hangover – Bölüm 3

Bu yazıyı okumadan önce İki Kafadar – Tayland Gezimiz ve İki Kafadar – Bölüm 2 isimli yazılarımızı okumanız konu bütünlüğü açısından fayda sağlayacaktır.

Meğerki oteli bulduğumuz yer Boyz Town adıyla anılıyormuş. Sizin anlayacağınız farklı tercihleri olan kişiler burada takılıyorlar. Sokağın ortasına yaklaştığımızda o boş olan sokak bizim tercihimiz olamayacak olan kişiler tarafından doldu. Bu kişiler etraftaki mekanlardan pusuda bekleyen aslanlar misali sokağı doldurmaya başladı ki burada durmamızın kendi açımızdan sağlıklı olmayacağı kanısına bir anda varıp sokaktan baya uzaklaştık ?. Hayal kırıklığıyla otelimize geri döndük ve otelin havuzunun bulunduğu yerdeki şezlonglara oturup barış çubuklarını tüttürmeye başladık. Ne yapalım dedik biz de bu otelde kalırız. Bu kabullenişten sonra içimde bir şeyler kıpırdanmaya başladı. “Oğlum.”dedim, “Bizim sokaktaki otellere sormadık, tamam lüks oteller gibi duruyorlar da şansımızı denemekten zarar çıkmaz.” Bu dürtü sonucunda sokağımızdaki otelleri fiyat için tek tek araştırmaya başladık. Birisi 2250 baht dedi, birisi 1800 baht dedi. Umutlarımız tükenmek üzereydi ki Beach Road tarafında olan son bir otel kalmıştı. Orayı da denemek adına resepsiyonistle pazarlığa tutuştuk. Bakın hiç sallamıyorum, 2500 bahttan 1800 bahta kadar indirdik ama burası da bize pahalı geldi. Sokağa çıktık ve umutsuzca bir barış çubuğu daha yaktık. İsimlendirmeyi barış çubuğu diye yapıyorum çünkü kendi aramızda sigara ile ilgili böyle bir isimlendirme var. 2.5 gün geçmişti ve biz Taylanddan daha bir şey anlayamamıştık ki olan oldu. Yanımıza biri geldi ve Türk olduğunu ifade etti. Geçen geceler bizi İnsomnia’da görmüş ve üzgün durduğumuzu söyledi. İlk etapta tedirgin olmadık değil ama bu sağlam değerlendirmeye sahip şahsiyete derdimizi söyleyince bu otelin sahibini tanıdığını bize yardımcı olacağını dile getirdi. Şimdi birçok kişi bu durumda bir bit eniği olduğunu düşünür, bize de o zaman öyle gelmedi değil ama sabredin her şey sırayla. Bizden yaşça 2 kat kadar büyük olan bu abi dediği gibi otel sahibini gerçekten de tanıyormuş ve bize geceliği 1400 bahttan oteli kiraladı. Şansımızın döndüğünü düşünmeye başlamıştım ama bu derece ilginç bir şansta da bir bit eniği aramıyor da değildim. Nitekim bu kişi karşısında temkinli olmayı kararlaştırdık ve odalarımıza yerleşmek için ayrıldık. Bütün bu yoruculuğun sonucunda uyuyakalmışım. Odamın telefonu çalınca uyandım. Telefonun niye çaldığını düşünmeme fırsat olmadan resepsiyonistteki görevli bayan bana abinin lobbyde beni beklediğini söyledi. Bunun üzerine tedirgin olmadım değil ama aşağıya inmem kaçınılmaz duruyordu. Aşağıya tek inmemek için arkadaşımın odasına gittim ama kapıyı açan kimse olmadı. Bu tedirgin durumu tek başıma atlatmam gerektiğini anlamam çok da uzun sürmemişti ki lobbye indim. Oteli ayarlamamızda bize yardımcı olan Kenan abi “Dinlenebildin mi genç?” diyerek beni karşıladı. Biraz sohbet ettikten sonra yorgunluğumu atmak adına bir kahve söyledim ve aç kaldığımı tahmin eden Kenan abi karnımı rahatlıkla doyurabileceğim bir yer olduğunu söyledi ve tedirginlikle o yere gitmeye koyulduk. Dediği yer Türkiyede’de bulunan KFC restorantlar zinciriydi. Bir kova tavuk yiyerek hakiki anlamda karnımı doyurdum ve daha önce burasının niçin aklıma gelmediği konusunda söylendim. 2-3 saatlik bir süre boyunca yemek yedikten sonra biraz dolaştık ama aklım arkadaşımdaydı. Uyuyamı kalmıştı, ne yapıyordu bilmiyordum. Otele döndükten sonra biraz dinlenmek için izin istedim ve Kenan abiden ayrıldım. İyi bir uyku çekmiştim ve karnını doyurmuştum. Dinlenme isteği benim bahanemdi. Resepsiyona gidip arkadaşımı sorduğumda resepsiyondakiler arkadaşımın odaya yerleştikten çok kısa bir süre önce otelden ayrıldığını söylediler. Bu defa merakım bir kat daha arttı. Ülkemizden oldukça uzaktaydık, bizi tedirgin eden biriyle tanışmıştık ve arkadaşım bir anda ortadan kaybolmuştu. Oteli keşfetmek adına restaurantın nerede olduğunu bir otel çalışanından öğrendim ve restoranta çıktım. Menüye bir göz gezdirdim ve garsona Türk olduğumu Türklerin ne gibi şeyler tercih ettiğini translate sayesinde ifade ettim. Garson bu konuda bana pek yardımcı olamasa da Taylanda özgü özel bir şeyler hazırlanabileceğini söyledi. Buranın yemek kültürünü öğrenebilmek adına tek başıma da olsam sipariş verdim. Bildiğiniz anlamda domates çorbasını andıran bir çorba içtim, sadece biraz içebildim çünkü tadı bana yabancıydı. İçi bizdeki çorbayı andıran ve içinde çeşitli deniz mahsulleri ve sebzeler olan bir yiyecekten daha tattım. Sonra kendime bir meyve suyu söyledim ve güneşin batışını tek başıma ama dinginlik içerisinde seyretmeye daldım. Bir müddet sonra garson geldi ve beni resepsiyonda bekleyen birisinin olduğunu söyledi. Kenan abi diye tahmin ettiysem beni aratan arkadaşımdı. Restauranta çıktığımı otel çalışanlarına sorarak öğrenmiş. Bunun üzerine bir sinirle arkadaşıma kızdım. İlk gece arkadaşımın yanına gelen kız onu çağırmış ve bizim olduğumuz sokağa motorla gelmiş. Arkadaşımda onu karşılamak adına aşağıya inmiş ama seninle ilgilenemedim kendimi affettirmek adına arkama atla demiş ve şuan arkadaşımında neresi olduğunu bilmediği Pattaya manazarası olan bir yere götürmüş. Arkadaşım geldiğinde çok aç olduğunu ne zamandır bir şey yemediğini dile getirince senin karnını doyurabileceğim bir yer var diyerek onu restauranta çıkardım. Arkadaşım açlıktan söylediğim domates çorbasını hiç tadına dikkat etmeden bitirdi ve üstüne sokağın başındaki meyveciden 2-3 poşet meyve yedi. Daha sonra Kenan abiyle yaşadıklarımızı söyleyince bu iş konusunda benim kadar tedirginlik yaşadı. Onun odasında biraz sohbet ettikten sonra sohbet ederken uyuyakaldık. Pattaya’da yanlış hatırlamıyorsam 3. gün bitmek üzereydi. Uyandığımızda saat gece 10’a geliyordu. Sonunda gücümüzü toplayabilmiştik ve İnsomnia’ya gitmek için bir tuktuka atladık. Bugün şanslıydık ve daha mantıklı adımlar atıyorduk. İnsomnia’ya girdiğimizde manzara daha önceki günler gibiydi, aklımda tekrardan o saçma yerde takılmak varken arkadaşım “Gel benimle, Mod yani geçen gün odasına gelen tanıştığımız kızın burada olduğunu ve oturabileceğimiz bir yerde olduğunu söyledi.” Bunu duyunca yerine gelen keyfim bir kat daha arttı ve Mod’un olduğu masada yerimizi aldık. Her şey çok iyiydi. 3. gün sonunda kendimizi buraya adapte edebilmiştik. Mod bir şişe açtırmamızı söyledi ve şişeyide onun kartıyla yanlış hatırlamıyorsam 1600 bahta açtık. Masada ayrıca Modlara ait 2 şişe daha vardı. Ben de masaya yiyebileceğimiz bizdeki çerezleri andıran ama kavrulmuş bezelye olduğunu düşündüğüm çeşitli çerezler söyledim. Masayı ben, arkadaşım ve Mod paylaşıyorduk. Arkadaşıma Mod’unda arkadaşlarının olup olmadığını sordum ki biraz önce Mod’un benimde arkadaşlarım gelecek dediğini öğrendim. Masamıza daha sonra Mod’un 3 arkadaşı daha geldi ve kalabalık bir masa haline geldik. İsmini Puay diye anladığım biriyle orada tanıştım. Kendimizi masanın zenginliklerine, İnsomnia’nın ışıklarına ve müziğin ritmine bıraktık. Puay bana 2000 baht diye fiyat verdi. Pazarlık yapmaya çalışmadım değil ama otel pazarlığında olduğu gibi bu konuda ısrarcı olmadım. İnsomnia’dan çıkarken saat sabah 5’i gösteriyordu. Bir motor taksiye atladık ve otelimize geldik. Geceyi yani sabahı Puayla geçirdikten sonra öğlen 12 gibi uyandık. Puay banyo yaptı ve gün içinde daha rahat gezebilmek adına eve gideceğini söyledi. Bunun üzerine ben geri geleceğini düşünmesem de Puay dediği gibi 1 saat kadar sonra odaya geldi. Buna şaşırmadım değil. Mod ile konuştuğunu daha yeni uyuyacaklarını öğrendiğini söyledi. Her şey anlaşılmıştı, arkadaşımın yataktan kalkması akşamı bulacaktı ancak ben o saatleri boş geçirmek niyetinde değildim ve Puay ile birlikte restauranta çıktım. Ne yaptıysam Puay’a yemek ısmarlayamadım. Yemek yedikten sonra bana çevreyi gezdirmesini söyledim ve Puay ile düzgün bir arkadaş gibi tanışmam o saatlere denk geldi. Birlikte Hilton otelin altındaki ismini yanlış hatırlamıyorsam Central Pattaya denilen büyük alışveriş merkezine gittik ve bir pasta yedik. Ardından buralarda güzel cilt bakımı yaptırabileceğimi söyledi ve 200 baht kadar gibi bir fiyata cilt bakımı yaptırdım. Bebek gibi olmuş bir şekilde Pattaya kumsalında bir şezlong kiraladık ve bir şeyler içtik. Puay burada yerel bir satıcıdan ne olduğunu bilmediğim çeşitli atıştırmalıklar yedi. İstersem baş masajı yapabileceğini söyledi ve gözlerimi kapatıp kendimi Puay’ın sihirli parmaklarına bıraktım. Burada sahilde biraz yürüyüş yaptık, ayaklarımızı suya soktuk ve Puay geceye hazırlanmak üzere yanımdan ayrıldı. Otele dönüp arkadaşımı uyandırdım. Birlikte dün gecenin muhasebesini yaptık ve kahkahalarla birbirimizle şakalaştık. Dilimizi anlamayan Mod keyifli olmamızdan dolayı o da gülmemize katıldı ve üç arkadaş baya güldük. Mod motoruyla otelden ayrıldı ve arkadaşımın karnını meyveyle doyurduk. Gece için hazırlandık ve Walking Street’in yolunu tutmadan önce daha önceden bahsedilen soi 6 ve soi 7’nin yolunu tuttuk. Burası kaldığımız yere oldukça yakındı. Her taraf barlarla doluydu. Sağa sola keyifli laflar attık ve bu lafların çok daha büyük karşılıklarını aldık. Bir barda oturup bir kaç bardak bir şeyler yuvarladık ve arkadaşım burada bazı kişilerle bilardo oynadı. İnsomnia’da oturabileceğimiz bir yer bulma derdimiz kalmamıştı çünkü Mod’lar bizim için çoktan yer tutmuştu ve bizde bu yüzden rahat davranıyorduk. Walking Street’e giderken arkadaşımız deniz tarafındaki kaldırımı tercih etti ve bende onu izledim. Farkında olmadan ayaklarım ve bacaklarımın ısındığını hissettim sonra burnuma ağır bir koku geldi ve aşağıya baktığımda büyük bir kanalizasyon giderinin üstünde yürüdüğümüzü gördüm. Görüntüden ve kokudan böğürerek kendimi karşı kaldırama zor attım. Taylandda ne yazık ki kanalizasyonlar böyle açık ve yakınlarında iseniz bu kötü durumla karşılaşmanız çok normal. Kaldırıma geçince çeşitli haşeratların kızartılıp satıldığı bir seyyar satıcıya denk geldik ve bir daha ne zaman fırsatım olacak diyerek bir örümcek, bir akrep ve çekirge olduğunu zannettiğim bir böcek yedim. Arkadaşımın midesizsin oğlum sen diye şakalarıyla kendimizi dün geceki yerimizde bulduk. Dün geceden kalan kızların içkilerinden içtik. İçki söylememize gerek kalmadı çünkü 1.5 şişeyi biz bitirdik. Kafam iyi olsa da Puay’ın bugün benle fiyat muhabbetini yapmadığını düşündüm. Sanırım yine aynı olur düşüncesinde olduğunu tahmin ederek sesimş çıkartmadım. Sabaha karşı İnsomnia’yı terk ettik. Her şeye alışmıştım ama bir türlü dans edecek kıvama gelememiştim ve hatta bu konuda Mod ve Puay dalga bile geçiyordu. Bunlar beni alınganlaştıracak dalgalar değildi elbette. Sonradan arkadaşım Mod’dan ilginç bir şey öğrendiğini söyledi. Biz ülkemizde bu tarz eğlence olduğunda ne yazık ki kendi yapımız gereği biraz kasılıyoruz. Taylandlıların öyle olmadığını burada kasıntıların değil güler yüzlü ve keyifli olanların dikkat çektiğini öğrendiğini söyledi. Sanırım bizim yaşadığımız şanssızlıklar da bu durumunda payı yok değildi. Otele gittik ve Pattayadaki bir gün daha böylece sona erdi. Sabah uyandığımda restauranta çıktım ve arkadaşımı, Mod’u ve Puay’ı yemek yerlerken buldum. Yemeğe ben de katıldım ve Puay’a bugün gezebileceğimiz bir yerlere gitmek istediğimizi belirttim. Büyük Buda heykelinin olduğu yere gittik. Burada Taylandlılara özgü dini ritüelleri gözlemledik ve Pattaya manzarası olan bir tepede bir şeyler atıştırdık. Buralarda oldukça gezdik ama bunları da yazmaya kalksam zaten uzayan yazının daha da fazla uzayacağından eminim. Puay bana otelden motor kiralamamı söyledi. Yarın gündüz kiralayalım dediysem de Puay kendisi giderek bir motor kiraladı. İşin ilginç yanı bana para konusunda bir muhabbet yapmıyordı. Bana ilginç gelen bu durumu arkadaşıma sorduğumda kendisininde hiç para vermediğini öğrendim. Arkadaşıma sanırım bizden bekliyorlar dediğimde arkadaşım Mod’la konuştu ve Mod ona şu cevabı vermiş: “Evet, biz çalışıyoruz ama buraya bizim yaşlarımızda takılmaya gelen çok fazla kişi yok. Hem sizden de büyük keyif alıyoruz ve ihtiyacımız olursa size söyleriz.” Şimdi ben daha önceden çeşitli sitelerde Taylandda her şey parayladır. Arkadaş bulma işinde ise parasız hiçbir şekilde olmaz diye tartışmalar çok gördüm fakat ister inanın ister inanmayın bu bizim şansımız mıdır yoksa gençliğimizin bize sağladığı bir kolaylık mıdır bilemem ama o kadar gezmemiz karşılığında toplamda 6000 baht para verdik. O paralarından birazı birlikte takılırken harcandı. Yani hiç para vermedik değil ama sanılanın aksine az para vermiştik ve o paralar kimi zaman da bize harcandı. İki gün şişe açmıştık ve başka da şişe açmamıştık. Otele arkadaşımla beraber döndüğümüzde Kenan abinin bizi aradığını ve akşam restaurantta yer ayırttığını otel çalışanları bize ilettiler. Artık kendimizden daha emin bir şekilde o geceki yemek davetine katıldık ve geldiğimiz gündem beri tek başına gördüğümüz Kenan abiyi bir bayanla gördük. Kenan abi bu gece kendisinden olduğumuzu İnsomnia’da beraber eğlenmemiz gerektiğini bize iletti. Bize yaptığı otel kıyağına karşılık biz de bu teklife sıcak baktık ama tedbiri de elden bırakmadık. Kenan abinin yanındaki bayanında 5 arkadaşı geldi ve İnsomnia’da 6 bayan 3 erkek eğlenmeye başladık. Saatler önce birlikte olduğumuz Mod ve Puay aklımıza gelmiyordu artık ama arkadaşım Mod’dan hoşlandığını ve Mod’un onu gördüğünü bir daha görüşmek istemediğini söylediğini söyledi ve onunla barışmak adına yanımızdan ayrıldı. Kenan abiyle yine beraber kalmıştık ve sarhoş olan Kenan abiyi otele götürme işi de bana düştü. Kenan abi artık içkinin onu çok çarptığını ona destek olduğum için bana defalarca kez teşekkür etti. Kenan abiyi arkadaşıyla birlikte yatağa yatırdıktan sonra odama döndüm. Uykuya tam dalmıştım ki kapı çaldı. Kapıyı açmamla bu gece beraber eğlendiğimiz Kenan abinin arkadaşının arkadaşları olan 2 bayanı gördüm. Kenan abinin bana bir kıyak yaptığını anlamam çok da uzun sürmedi ve bu artık şans patlaması denilecek geceyi de tek geçirmedim. Sabah uyandığımda ciddi söylüyorum, kahkaha attım. Çok değil, 8 gün kadar önce Türkiye’de neler yapıyordum, şimdi ise neler yapıyordum? Arada kocaman bir fark vardı. Bayanları gönderdikten sonra artık içkiden rahatsız olmaya başlamış olan midemi dinlendirmem gerektiği geldi ve bugünü uslu geçirmek adına karar kıldım. Kapım çaldı ve kapıyı açtığımda arkadaşımla birlikte Mod’u gördüm. Beraber otelden ayrıldık ve Beach Road’da üç kişi aynı motorda turladık. Mod Puay’ın kalbinin kırıldığını ne kadar ısrar etse de gelmediğini bana bir şekilde ifade etti veya ben öyle anladım ?, artık çok fazla düşünmek istemiyordum, anı yaşıyordum. Yine de gönlünü almak adına Puay’ın yaşadığı yere gittik. Puay tek göz bir odayı 2 bayanla birlikte paylaşıyordu. Odaya girmedim ama oradaki sokakta biraz sohbet ettik ve Taylandlıların yaşadıkları yerleri keşfetmek adına biraz yürüyüş yaptık. Puay beni başkalarıyla gördüğünü sürekli söyleyip duruyordu ve hafif sayılacak bir şekilde koluma, bacağıma vuruyordu. Puay’ın hem bana keyif verdiğini hem de maddi anlamda beni yormadığını fark edince ondan vazgeçmemem gerektiğini düşündüm. Arkadaşım ve Mod takılmak için yanımızdan ayrıldı ve Puay’la birlikte havuza yüzmeye gittik. Taylanda geldiğim kaç gün olmuştu ve ilk defa banyo dışında bir suya giriyordum. Akşama kadar Puay’la birlikte yüzdük. Suda çocuklar gibi oynadık ve bu gece İnsomnia’ya gitmeyelim diye teklifte bulundum. Puay bunu memnuniyetle kabul etti ve otelin restaurantında okyanus manzarası eşliğinde akşam yemeği yedik. Tabi bu restaurantta yediğim yemeklerden öyle çok çok keyif aldığımı düşünmeyin. Bir şekilde yiyorsunuz. Puay beni şimdi ismini tam hatırlayamayacağım ama Martin Shopping Mall mıydı neydi öyle bir alışveriş merkezinin arkasındaki meyve pazarına götürdü. Orada Taylanda özel çeşitli meyveler denedim. Puay ile birlikte ayak masajı yaptırdık ve bu süreçte bolca güldük. Otelden 300 bahta bir motor kiralayıp Walking Street’e gittik, Puay ile kol kola yürüyüş yaptık, çeşitli mekanları gezdik ama öyle oturmadık. Puay bu gezinti sırasında bana pasaportunu gösterdi ve isminin farklı olduğunu fark ettim. Bunu sorduğumda burada çoğu kişinin gerçek ismini söylemediğini ifade etti, sanırım Puay bana güvenmişti. Walking Street’in ordaki Türk dondurmacıyı izlemeye gittik. Videolarda gördüğüm dondurmacı sanki hiç değişmemişti. Sonra Puay’a bir dondurma ısmarladım. Zannedeceğiniz gibi Puay’ın dondurmayı alması öyle kolay olmadı ?. Ancak Türk dondurmacı sanılanın aksine diğer dondurmacılardan biraz daha pahalı geldi ama bu pahalılık öyle bizim ülkemizde gördüğümüz pahalılık anlamında değil. Sadece Taylanddaki diğer yerlerle karşılaştırınca buna pahalı diyorsunuz. Daha sonra Puay, Mod’un İnsomnia’nın altındaki İbar’da olduğunu bir Smirnoof açtığını ve bizi de davet ettiğini söyledi. İbar’a girdik. Buraya o kadar gelmiş olsam da İbar’ı hiç keşfetmemiştim. Disco bölümünden farklıydı ve burada Türk yok denilecek kadar azdı. Ortada bilardo masaları vardı. Puay karnının acıktığını iç taraftaki restauranta gitmemizi söyledi, orda bir şeyler yedikten sonra Mod’un yanına geçtik. Arkadaşımda onunla birlikteydi. Ne yalan söyleyeyim, Smirnoof beni çarptı ve söylemesi ayıp lavaboda kustum. Geldiğimden beri ilk defa bir içki beni bu kadar çarpmıştı. Otele gitmeyi teklif ettim ve Puay’la birlikte otele gittik. Uyumak için ışığı söndürdük ama Puay uyumak bilmiyordu. Eliyle ora mı bura mı mıncıklıyordu. Bu tahriklere daha fazla katlanamadım ve ben de aynen karşı saldıraya geçtim. Daha sonra Puay bana internetten büyüdüğü yeri gösterdi. Taylandın iç taraflarında bir yerdi ve bir köyü andırıyordu. Orada birini sevdiğinden ve o adamın onu bıraktığını söyledi. O da bir şekilde buralara kadar gelmiş. Orada ailesine yılda 2 kez uğradığından falan bahsetti ve ben de kendi yaşadığım yerden fotoğraflar gösterdim. Sonra bu gece kendimi ona bırakmam gerektiğini söyledi. Saat sabah 5’e kadar takıldık. Gözümü açtığımda telefon çalıyordu. Arayan Kenan abiydi. Bana kırgın olduğunu söylüyordu. Onunla buluşmak için hazırlandık ve lobbye çıktık. Puay ile tanıştırdım. Kenan abi, Kenan abinin arkadaşı, ben ve Puay Central denilen yerde lüks bir restaurantta yemek yedik. Yemekler Kenan abidendi. Türk restaurantları denemedik desem de birazda kendi memleketimizin tatlarından uzak kalsak bir şey olmaz yanıtını aldım. Tatilimizin son günlerine gelmiştik. Bunu düşünmeye başlamıştım ve üzülüyordum. Kenan abi sonra arkadaşımıda çağırttırdı. Hep beraber Kenan abinin suit odasında takıldık. Sohbet ettik. Puay ve diğer kadın birlikte takıldılar. Kenan abi kendi hayatından ve yaptığı işten bahsetti. Gösterdiği fotoğraflardan sonra Kenan abiye karşı duyduğumuz tedirginlik sona erdi. Bizim Kenan abi bir kuaförmüş ve oldukça da iyi kazanıyormuş. Yıllardır Pattaya’ya geliyormuş. Zaten belliydi çünkü otelin olduğu sokaktaki bütün esnafı tanıyordu. 140 bahta bütün eşyalarımı yıkatıp ütülettim. Ayıptır söylemesi çorabıma kadar ütülemişler ?. Dönmemize son 2 gün kalmıştı, aramıza katılan Mod ile iddiaya girdik ve bu gece bütün İnsomnia’da en çok oynayan ben olursam 2 şişe içki açtıracağını söyledi. Bunun gazıyla geceleyin kendimizi İnsomnia’ya attık. Güzel bir keten şortla İnsomnia’ya gittim. Bazı sitelerde falan şortla almadıkları yazıyor ama ben herhangi bir sorunla karşılaşmadım. Sabaha kadar oynadık ve Mod pes etti. Otele gidip dinlendik. Sabah kalktığımızda Puay beni Jomtien plajına götürdü. Burada denize giriliyormuş. Beach Road tarafında su temiz değilmiş. Jomtien Pattaya’nın sakin köşesiydi ancak Jomtien bana biraz karışık geldi. Daha sonra Puay’la beraber yüzen çarşıya uğradık. Orada hediyelik bir şeyler aldım. Yüzen çarşıda bulunan tahta köprülerden birinde o kadar insan içinde dudak dudağa yapıştık. Puay benimle daha fazla vakit geçirebilmeyi umut ettiğinden falan söz etti ama ne yazık ki bu mümkün değildi. Pattayadaki son gecemizdi. Puay otele kendi eşyalarını getirmişti. Beraber hazırlanıp son kez İnsomnia’ya gittik ama bu defa eğlenemedim çünkü içimde bir burukluk vardı. Puay’la birlikte arkadaşıma otele gideceğimizi söyledik. Motoru otele bıraktık ve Pattaya plajında dolaştık, bol bol öpüştük. Artık cinsel anlamda bir yakınlaşmadan ziyade samimi bir yakınlaşmalar olmaya başlamıştı. Çok da geç olmayan bir saatte uyuduk. Sabah kalktığımızda arkadaşım Bangkok’a gitmek için bir taksi kiraladığını söyledi. 1500 bahta kiralamış. Sanırım ilk geldiğimizde bize verilen fiyat normalmiş. Uçağımız akşam 10’daydı. Eşyalarımızı otel çalışanlarına bırakıp son kez Taylandda yürüyüş yaptık. Gitme vakti geldiğinde Mod ağlıyordu. Hatta kızgındı. Puay ile sarıldık. Kenan abi ve otel sahibi de bizi yolculamaya gelmişti. Taksiye bindik ve Bangkok’a doğru yola çıktık. Hava limanına vardığımızda sigara içtik. Vay be dedik bitti. Uçağa bindik ve 10 saat kadar bir yolculuktan sonra İstanbul’a ulaştık. Uçaktan indiğimizde titriyorduk.

Toplam 11 Yorum Var

  1. Olmadı bir kenan abimiz 🙂 Keyifli ve kısa bir tatil olmuş, ama herşeyi yapmaya çalışmışsınız, yazının devamı içinde teşekkürler,oradaki böceklerden nasıl yiyebildiniz oda ilginç, bende site yazarlarına kırgınım o kadar gidiliyor, geziliyor. Bir kerede bizden asyarehberinden bahsedin şu hikayelerinizde ne olur sanki 🙂

  2. Çok teşekkür ederim abi. Kenan abi bizim için iyi bir şanstı. Hala konuşuyorum kendisiyle. Yazımın başında size teşekkür etmeyi unutmadım ancak ocak ayında tekrar gitmeyi planlıuoruz sanırım qatar biletleri 1500 lira civarında seyrediyordu geçenlerde ama bugün baktığımda aynı fiyatı göremedim. Bir daha gitme fırsatım olursa asya rehberine özel bir video çekeceğim. Bir daha ne zaman yeme fırsatım olacak diye düşünürek tattım ama bir daha bedava verseler yemem ?.

      • Qatar Airways çok sık kampanya yapamkta. Kampanya dönemlerinde biletler 370 ile 430 dolara arasıdna değişkenlik gösteriyor. Bu rakamalr o bölge için idela bilet fiyatıdır.Skyscanner , momondo gibi arama motorlarından günlük düzenli takip etmekte yarar vardır. İstanbul ve Ankaradan sonra artık Adana’dan da uçuşları olmakta Qatar Airways’in

  3. arkadaşlar para işini nasıl yapıyorsunuz 1500 dolar civarı para ayırıcam hepsını yanıma mı alsam çalınmasından korkmuyırmusunuz bankadan çekmekte sıkıntı oluyor diyor arkadaşlar öyle mi

    • Paranın bir kısmını nakit olarak yanına alabilir, otelde kasanda saklayabilirsin, bankamatik kartından oradaki atmlerden paranı çekebilir, kredi kartınıda kullanarak alışveriş yapabilirsin.

  4. hocam 700 dolarla 12 gün nasıl tatil yaptın anlayamadım..ben 2 kere gittim biri 13 gün diğeri 12 gün..uçak ve otel dahil toplamda 7000 tl kadar harcadım(gerçi 10 farklı arkadaş edindim)..bravo..

  5. Jager Bey yazının başlarında bunu belirtmiştiö. İnanmasını beklemiyorum kimsenin ancak gerçek bu. Gençliğimizi kullandık. Yorumunuz içim teşekkür ederim.

    • Jager Bey tekrardan yazıyorum ama bir yanlışı düzeltmek istiyorum. Yanımızda harçlık olarak 700 dolar götürdük. Uçak bileti, pasaport, 2 günlük otel buna dahil değil. Toplamda 6000 lira harcadık.

  6. Bende 3 kere gidip geldim taylanda 🙂 Uzun zamandırda forumlara yazmıyordum.Asya forumu sevdiğimden başımdan geçen maceraları buraya yazmayı düşünüyorum Haziran 2018dede tekrar gideceğim nasip olursa.Eğer pattayayı gitmek isteyipde bir türlü karar veremiyorsanız imkanınız varsa beklemeyin gidin sorularınız varsa da bana sorabilirsiniz

Cevap Yaz

E-posta adresiniz yayınlanmayacak.


*