ANGARA MİSKET, TAYLAND’I HİSSET- BABAALİ

Öncelikle herkese selamlar. İşler ve bir takım nedenlerden dolayı sürekli takip ettiğim ama bir türlü fırsat bulup yazamadığım sitemiz hayırlı olsun ve tüm site takipçilerine, özellikle uzun süredir konuşma fırsatımız olamayan Polat ,Savaş ve Hasan abilere ve beni daha önceden yazılardan bir nebze olsun tanıyan ve bilen, yorumlarda yazılarla konuştuğumuz arkadaşlarıma ve herkese selamlar, böyle içten herkesin gezdiklerinden, gördüklerinden kendince samimi ve en önemlisi insancıl bir şekilde bir şeyler anlattığı bu güzel siteyi bizim kendi sitemiz gibi görüp başarılarının devamını dilerim. Bu yazım da her zamanki gibi uzun bir yazı olup, bir hatam olursa kusuruma bakmayın.

Ben  Ali nam-ı diğer BABAALİ, 32 yaşında Ankara lı olup ticaretle uğraşmaktayım. Bugüne kadar Slav ülkeleri başta olmak üzere birçok ülke gezme fırsatım oldu ama iş ve ticaret haricinde hiçbirine ikinci defa gitmek istemedim tabi ki Tayland hariç, bugüne kadar altı defa gitmiş olduğum bu güler yüzlü ve nazik insanlar ülkesi dışında hiçbir yabancı ülke beni bu kadar etkilemedi. Bu yazımda size son gidişim olan 2014 yılının ocak ayında başımdan geçen olayları anlatmak istedim. Umarım beğenirsiniz.

Tayland a ilk gidişimden bu sefere kadar 8 sene geçmişti ve ben bu süre zarfında Tayland Eğlence Hayatındaki Bangkok, Pattayave Phuket‘teki değişiklikleri yerinde görme fırsatı elde etmiştim. Bu değişimler bazı açılardan iyi olsa da birçok yönden beni mutlu etmemişti. Özellikle Tayland Eğlence Hayatı Pattaya ve Bangkok’taki değişimler ilk sefer gittiğim 2006 yılındaki son samimi davranışlar yerini tabii ki gelen sömürme odaklı Avrupalı turiste bağlı olarak tamamen para odaklı ve Avrupai sömürme turizmine bırakıyordu maalesef. Bunun yanında tabii ki daha modern ve son model markalarla dolu mekanlar, alışveriş merkezleri  ve tesisler açılıyordu. Neyse zaten bu sürelerde giden herkes benim gördüğüm değişim rüzgarını hissetmiştir bir nebze, biz gelelim yazımıza.

Geçen sene ocak ayında kuzenim Alperen ve onun çocukluk arkadaşı ve beni de ufaklığımdan beri tanıyan ve çok iyi anlaştığım aynı zamanda hemşerim olan  Fatih abiyle beraber gitmeden iki gün önceden ani bir karar verip THY den uçak biletlerini alıp gitmeye karar verdik. Otelleri internetten ayarladık. Ben otelleri ayarlarken hep Asya’da agodayı, Avrupa’da booking i tercih ederim çünkü hitap ettikleri ve güçlü oldukları bölgeler onlar olduğu için. Bugüne kadar da bir sıkıntı yaşamadım. Hepimizde gayet heyecanlı ve tekrar taylanda gideceğimiz için çok mutlu ve sabırsızdık.

Bangkok a indiğimizde üst kata yani giden yolcu katına çıkıp pattayaya 1000 bahta bir taksi bulduk. Bu arada para birimi ve Tayland ve Tayland gece hayatı hakkında verdikleri ve en azından ilk defa gidecek olan birisi için hayati bilgiler için sitemizdeki bilgilendirici yazılar gayet yeterli bence çünkü resimli anlatımlar bile var .

 

Neyse yolda uzun bir geyikten sonra yeniden Pattaya’daydık ve hepimizde yeniden geldiğimiz için suratımızda bir gülümsemeyle otelimize (siam bayshore otel Pattaya walking street in sonunda) gelip sadece üstümüzü değiştirdikten sonra yavaş yavaş geceye hazırlık yapmaya başlayan walking streetten hasret gidererek ve sırıtarak geçtikten sonra doğru honey 1 masaj salonuna e giderek 3000 bahtlıklardan bir sulu masajla tekrardan hoş bulduk dedik Tayland’a. Bu bizim ritüelimizdir bilen bilir.

Çıkışta neredeyse tatil boyunca bütün yemek ihtiyacımızı karşıladığımız Pattaya Central Festival alış veriş merkezine gidip birşeyler yedikten sonra doğru otele Pattaya geceleri için hazırlanmaya. Bu arada gidecek olan arkadaşlarımız için Pattaya central festival de sadece alttaki food court  yok 3,4 ve 5. Katlarında damağınıza uygun dünya mutfaklarından her türlü restaurant ve yemek yeme yerleri, tabiki de Türk restaurantı  bile mevcut.

Pattaya eğlence hayatı na ilk gece baccara ve air gogo barlara girip biraz göz banyosu yaptıktan sonra doğru mixx e fakat mixx in ve mask ın olduğu bu kompleks eskisi gibi sarmamıştı bizi. Burası tam bir rus kompleksi olmuş ve daha girişte her zamanki soğuk tavırlar, her yerde ruslar ve rusça konuşmalar havada uçuşuyordu. Bizde memleketçe rusun bir çok türlüsünü bildiğimiz ve gördüğümüz için ve istesek ülkemizde daha iyileri olduğu ve buralara Tayland’ın sıcak ve güler yüzü için geldiğimizden ötürü pek sarmadı. Bizde doğru insomnia ya doğru yola koyulduk. Saat 1 buçuğu geçmişti.

Pattaya İnsomnia ya girer girmez  i-card gold aldım hemen 500 bahta özellikle sonraki güne rezervasyon için ve hem de içkilerde %20 indirim yapılıyor. Biz hemen benim için viski, kuzen ve fatih abi için de votka şişelerini söyleyip, şansımıza ortadaki dans pistinin karşısındaki koltuklara geçtik. Masada iki kızın daha şişesi vardı masayı paylaştık onlarda kabul etti sağ olsunlar. Bizim kuzenle fatih abi coştu tabii hemen ortama ayak uydurdular,  masayı bizle paylaşan kızlardan bir tanesi cidden çok güzeldi başladım onunla kesişmeye. İki üç kişi gelip konuşmaya çalıştı ama kız yüzlerine bile bakmadı gerçi gelenlerde numunelikti biraz ya neyse.

Bende ufaktan kesmeye başladım ama tırstım ne yalan söyleyeyim, kız kimseye bakmıyor sadece yanındaki kızla dans ediyordu ama ufaktan oda bakmaya başlayınca hemen bir şerefe diyip bardakları tokuşturmamızla, başladım onunla konuşmaya, masayı paylaştıkları için teşekkürle girip 15 dakika sonra kucak kucağa dansla devam ettik. Benim kızın adı jen di ve cidden çok sempatik ve güzeldi ve aslında bu gece sadece yanındaki kız arkadaşıyla eğlenmeye gelmişler ama beni de kırmamıştı kızcağız.

Bir süre sonra bir baktım bizim masaların sırasında yaklaşık 10 -15 masa vardır giden bilir, abartmıyorum neredeyse her masada bizimkilerden vardı. Zaten bir süre sonra kendimi Tayland Pattaya da değil de Antalya diskosunda sanmama yetecek kadar bizimkiler vardı mekanda. Zaten her gece yandaki masalardakilerle bir yarım saat nerelisin, nörüyon gibi sohbetlerimiz oluyordu. Bende küçüklükten beri esnaflık yaptığımdan dolayı esnaf ağzı sağlamdır ve muhabbetleri bayağı bir döndürüyorduk. Ben zaten bizden olan bizim insanımızla yurtdışında sohbeti muhabbeti severim, çekinmem, aman yine bizimkiler diyip kaçmam, konuşurum hep.

Belki onun belki benim bilmediğimiz veya birbirimize uyaracağımız veya yardımcı olacağımız konular olabilir neticesinde ama maalesef ki ne maalesef arkadaşlar lütfen yanlış anlamayın, benim kadarda aşırı milliyetçi bir kardeşiniz söylüyor ama maalesef oraları bitirmişiz üzülerek söylüyorum. Son model telefonunu çıkarıp hesap makinasını açıp oraya rakam yazarak kızla 50 bahtın (3Lira) pazarlığını bastıra bastıra yapan mı ararsın, kız 60 bahtlık mısır istediği için masadan kovan mı ararsın, 30 bahtlık shot içirip parayı kıza ödeten mi ararsın. Anlayacağınız tam bombaydı ama onların yanında gayet sempatik güler yüzlü, üçe beşe bakmayan, İngilizce bilmese bile güler yüzüyle, hareketleriyle kızlara, garsonlara insan gibi davranan, geceye uygun giyinen bizden yaşça çok büyük abilerimizi de gördük. Zaten o üç beş liranın hesabını yapan barzolar burada memleketimizdeki mekanlarda saplanan şemsiyelerden hoşlanmasa da korkudan gıkını çıkartamayan ama her hafta o şemsiyelerden edinen kimseler. Ama maalesef oradaki insanların artık bize bakışları eskisi gibi değil buna çok emin olun. Zaten sitemizde yapılan yorumlarda da bolca okuyabilirsiniz.

Neyse kuzen ve fatih abide kafalarına göre kızlar ayarladıktan sonra doğru otele. Otelde bizimkiler odaya girdi bizde kızla odaya girerken koridorda az ileriden odadan bir kız hışımla çıktı. Ben tam kapıyı açıp içeri girerken arkadan bir adam bide ne duyayım Türkçe küfürlerle kızın arkasından geliyor, ben içeri girmedim tabii benim kıza jene sen gir hazırlan ben geliyorum canım diyip duşa gönderdim. Diğer kız başladı ağlamaya başka odanın kapısını çalmaya arkadan da bu barzo geldi küfür ede ede ama kızla Türkçe konuşuyor anlayacakmış gibi. Adamda 50-55 yaşlarında, kız abartmıyorum 18-19 yaşında daha yeni başlamış belli ama tam bir güzellik çıtı pıtı. Bende ilk başta olayı bilmediğim ve de belki kız haksızdır diyip benden de yaşça büyük olduğu için abi ben yardımcı olayım dedim noldu falan dedim. Bu başladı işte ben bütün gece anlaştım ama bu gitmek istiyor dedi bende parasını vermedim yürü git dedim ama kız arkadaşını da bizim arkadaş aldı, onu da götürmek istiyor dedi. Bana da sen bi söyleyiver o kız kalsın bu gidebilir diye.

Ben tabii bunun tam bir apaçi olduğunu o zaman anladım hemen kıza sordum bir problem var mı diye kız bana dönmesiyle hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı. Ben tabi şok kız saçını bir aldı arkaya doğru bunun boynunun sol tarafı tamamen mosmor, elinin izi çıkmış ayının resmen abartmıyorum. Bu başladı anlatmaya işte biz barda 2000 bahta anlaştık odaya geldik bana bu kadar sert davranmasına rağmen 1000baht verip göndermeye kalktı dedi ben tabii kıpkırmızı olmuştum bile. Ondan sonra asıl bomba kız ben para falan istemiyorum sadece kız arkadaşımı bunların arasında bırakmam diyince bende şalterler attı. Çünkü kız olayı ne polise ne başkasına anlatabilirdi, anlatsa da bir şey elde edemezdi. Asıl bomba ona rağmen para falan da istemiyordu o kadar olan şeye rağmen. Bunu da o barzo çok iyi biliyordu. Onu da geçtim benim şalterin atmasına sebep, kız o kadar şey yaşamasına rağmen para pul istemiyor sadece arkadaşını düşünüyorken, bizim hayvan arkadan gülerek ‘iyi bu gece de bedavaya geldi’ diyip sırıtabilecek kadar insanlıktan çıkmıştı.

Diğer odadaki kızda hazırlanmış kapıya çıkmıştı. Bende şalterler bu ayının söylediklerinde sonra tamamen attı. Benim sistem tamamen kapandı ve bu adama kitlendim resmen sonra adama sen s..tir yat zıbar bak kızlar gidiyo diye üstüne yürüyüp haliyle çıkıştım. Bu tabii ilk başta şaşırdı biz abi diye girip küfürle çıkınca nevri döndü şerefsizin, oda başladı sen ne diyon, ne demek istiyonlara içerden arkadaşı geldi noluyo falan diye, bende sizinde yapacağınız işinde a…a koyayım, sizin insanlığınız bu mu lan falan diye çıldırdım ağzıma geleni sayıyorum sülale kütüklerini çıkarttım o an koridorda tüm küfürlerle.

Benim sesi duyan kuzenle fatih abi odadan fırladı geldiler ama ne gelme kuzen boxer donla fatih abide havluyla. Barzonun arkadaşı sakindi de sesini çıkartmadı zaten o kıza konuştuğu para olan 2000 bahtı vermişti sonradan öğrendiğimiz kadar. O iki kız şaşkın benim kız da dışarı çıktı biraz sonrada diğer kızlar çıktı ama havlularla. Beş kız konuşmaya başladı aralarında. Ben tabii barzoyu kitledim gözüme ağzıma geleni söylüyorum insanlık namına ne varsa ve ne olursa olsun yaşına başına bakmadan bunun aşşağıya alacam diye düşünüyorum. Sonra o boyunu moraran kız geldi ‘lütfen dedi ben öyle bir şey olmasını istemiyorum uzatmayın’ dedi. Ben tabii sinirden birazda çakırkeyiflikten bir şey yapacam diyorum içimden her ne kadar yaşı büyük olsa da. ben bu dallamaya doğru gidip göğsüne sert bir direk yumruk çıkarıp, si..tir git gözümün önünde kaybol yoksa  ben seni öyle bi sert si..erimki memlekete uçakta ayakta durarak dönersin dedim tabii kuzen hemen araya girdi ama bu barzoda ses seda yok suspus oldu şerefsiz hayvan gibi davranıp sonrada öyle bedavaya getirdim diye sevinen yüz ifadesi gitti. O boyunu moraran kızla arkadaşı gelip beni tutup ağlayarak lütfen dedikten sonra olayı anlayan o barzonun arkadaşı geldi özür üstüne özür. Boyunu moraran kıza 2000 baht getirdi vermek için ama kız paraya bakmadı bile inanın.

kuzen adamları odalarına gönderdikten sonra ortam biraz duruldu ama ben durulmamış hırsımı alamamıştım gerçi memlekette olsak çok farklı olurda ya neyse ben bunun odaya yöneldim birkaç kelime bir şey daha söyleyim diye fatih abide dur gitme diyip beni tutarken ben de tamam abi bırak derken onun havlu düşmesin mi. Kızlar bir nebze de olsa sinirleri gitti ve bir an şaşkınlıktan sonra başladılar gülmeye. Tabii bu sefer fatih abi başladı bana saydırmaya şakayla karışık kızlara rezil ettin diye ama herkes koptu bende dahil. Ondan sonra ben biraz sakinleşip hemen o iki kızın yanına gelip uzun bir özür konuşmasından sonra koluna girdim gelin dedim otelin dışına kadar beraber gidelim, Jene de odada bekle canım dedim.

Ne olur olmaz şimdi bunlar çıkarken bu barzoyla arkadaşının odasını arayıp onay isteyecekleri için bunlar da ne olur olmaz yapamazlar da kıllık yapmasın diye resepsiyona gidip odaları aratmadan beraber aldık kimliklerini. Tabii kızlar teşekkür üstüne teşekkür ve bir mahzunlaştılar bir görseniz ben tabii o boyunu moraran kızın çantasına zorla para koydum bu tabii almak istemedi çıkartmaya çalıştı ama ben elini tutarak benim için almasını yoksa o barzoyu hastanelik edeceğimi, paranın değil kalbin önemli olduğunu  söyleyip onları zar zor ikna edip biraz güldürdükten sonra mahcup bir şekilde vedalaştık.

Şimdi ben bunları yazarken lütfen kimse beni yanlış anlamasın, belki de onlar beni hastanelik eder hiç belli olmaz olacaklar ama ben hiçbir zaman olayın sonucuna göre değil içimden gelene ve vicdanıma göre hareket ettim. Buradaki çoğunluğun yazılarından da anlaşıldığı üzere birçoğumuz her şeyden önce insanlığa önem veriyoruz. Belki de benim yerimde siz olsanız olayları inanın daha da büyütebilirdiniz. Bunları yazmamdaki amaç ben uzun senelerdir gezmeyi, eğlenmeyi seven bir kardeşiniz olarak;  gerek işimiz, gerekte eşimiz dostumuz çevremiz ve bazen de işimiz için özellikle Ankara’mızda girip çıkmadığım güzel kaliteli mekanların, 5 yıldızlı otellerin  dünya restaurantlarından, steak Houselarından , rooflarından tutun barlarına,  jazz homelarına, discosuna kadar bunların yanında da gezmediğim barı, pavyonu, gazinosu, turistik gazinosu, batakhanesine kadar ki bazılarının sahipleri de çocukluk arkadaşlarımdır, gezmediğim yer kalmamıştır. Buralarda bu barzolar gibi tipleri her gece görürsünüz.

Orada bir konsa, yani sadece yanında oturması için 10-15 dakikaya 60-70 lira veren tipler bu tip mekanlarda korkudan sesini çıkaramaz, zorunlu olarak efendi gibi takılıp en sonunda da paşa paşa şemsiye misali kabarık hesapları öderler ama  Tayland’da veya seslerini çıkarabilecekleri yerlerde özellikle ezebilecekleri kızlarla 5-10 liranın hesabını yapar bide kızlara demediğini, yapmadığını bırakmazlar. En önemlisi de kendilerini haklı sanıp üste çıkmaları. Yani uzun lafın kısası ben bunları görüp yaşayan ve oralardaki bu iki yüzlü davranışları gören birisi olarak herkes gibi tepkimi koyuyorum koyacamda çünkü 50-100 lirayla ne ben fakir ne de o kızlar zengin olur. Farzet karşındakine iyilik yapıyorsun. Bu işinde mantığı da bu kadar basittir bana göre çünkü karşındaki de insan ve en önemlisi de ne olursa olsun bu işi istemese de yapmaya mecbur olan bir bayan, baktın anlaşamadın mı teşekkür et uzaklaş ama uzatma. Bana göre her şeyin başı efendilik ta ki karşındaki efendiliğini bozana kadar. Zaten öyle olmasa 8 sene olmuş taylanda ilk sefer gidişimden beri, ne o zamanki tanıştığım kızlar ki, neredeyse hepsi iş güç sahibi oldu, aile kurdu ve işinden gücünden vakit ayırıp benimle bir kahve içmeye, ne de sohbet etmeye buluşmaya gelir ne de sosyal ağlardan sürekli benimle görüşüp arkadaşlık yapar. Sonuç olarak iyi olmakta, kötü olmakta bizim elimizde yeter ki adam olalım.

Bu kadar uzattıktan sonra olaya dönelim. Kızları bırakıp odaya dönüp, kapıyı açtığımda jen resmen üstüme atlayıp sımsıkı sarıldı ve teşekkür üstüne teşekkür ben de seninle bir alakası yok dedikten sonra oda oradaki kız bende olabilirdim diyip bir anda duygusala bağladı. Bir şeyler içip, uzun bir süre konuştuk bana kendisi ve ailesinden bahsetti, bende sakinleşmiştim bu sohbetten sonra. Jen de cidden çok güzel, uzun boylu ve manken gibi bir kızdı. Duştan sonra benim izleri görünce oda biran şaşırıp sonra açıklamasını yaptıktan sonra rahatladı. Sabah olunca akşam için sözleşip vedalaştık çünkü kuzen ve fatih abi erkek erkeğe Pattaya Mercan Adası‘nda takılalım dediler.

Sabah olunca hemen iskeleden kişi başı 30 bahta gidiş bileti alıp gemiye binip mercan adasında takılıp son gemiyle yine kişi başı 30 bahta geldik. Bu arada isteyen daha uzun süre kalıp sürat motorlarıyla dönebilirler tabii daha yükse bir ücretle. Bir şeyler atıştırdıktan sonra odalara geçip akşam için hazırlandık ama bende yine heyecan çünkü jen cidden etkilemişti.

Akşam  insomnia ya gidip şişelerimizi söyleyip oturup, yan masalarla memleket sohbetlerinden sonra geceye başladık. Bizim kuzen ve fatih abi hemen çılgın danslarıyla J hoşuna giden kızları ayarlayıp dansa başladılar. Bende bekleme moduna aldım kendimi tabiki ama kuzen,fatih abi ve kızlarla komik bir iletişim halindeyiz. Saat 12 oldu jen yok, 12 buçuk oldu yok, ben artık heralde gelmeyecek ama biraz daha bekleyim dedim.

Tabii beklerken bizimkilerin yanındaki kızlar kendi arkadaşlarını ayarlamaya çalışıyor bende yok dedikçe bizim çocuklardan türlü türlü şakalar. Ben bizimkilere wc ye gidiyorum dönüncede sizin kızların arkadaşlarından bir tanesiyle konuşuyorum dedim istemeye istemeye çünkü aklım cidden jen’de. Geldiğimde bide ne görüyüm, bizim jen hanım bembeyaz bir elbise giymiş bizimkilerin yanında duruyor ama yok böyle bir güzellik. Bu munzur munzur bakıyor gel buraya diyip sıkıca bir sarılma faslından sonra, ben tabii niye bu kadar geciktiğini sorunca aslında  hanımefendi yarım saat önce gelmiş köşeden beni izliyormuş meğerse. Köşede duran kız arkadaşlarını gösterip onların hepsiyle tek tek gelip selamlaşmıştım ki son gelen samimi arkadaşıda şakayla karışık kızgın bir surat ifadesiyle gelip, senin yüzünde iddaayı kaybettim bugün içkiler benden senin yüzünden dedi gülerek. Ben tabii ne alaka derken, jen başladı anlatmaya. Jen geldiğinde kızların yanına merhaba demek için uğradığında bu işgüzar arkadaşı 12 buçuğa kadar gitme o zamana kadar Ali yanındaki kızlardan birini alır demiş ve jenle iddaaya girmişler bir şişe votkasına. Ben tabikide başladım gülmeye hem de çok mutlu oldum bana bu kadar güvendiğine ayrıca da tam zamanında gelmişti J. Ben hemen bir şişe daha votka söyledim masaya ve jene kız arkadaşlarını çağırmasını söyledim ama bu inanamadı yok olmaz falan dediyse de gülücükler saça saça  kızların yanına gönderdim. Diğer üç kızı da alıp getir derken bu tek başına çıktı geldi. Noldu dediğimde kızlar çok teşekkür etmiş ama gelemeyiz demişler. Kızlarda uzaktan el sallayıp meşhur selamlarını verdiler. Tabii ben durur muyum hemen yanlarına gidip benimle şakalaşan arkadaşına bu sefer ben şakayla karışık kızgın bir surat ifadesi yapıp koluna girip hadi gidiyoruz diyince bunlar bi mahsunlaştı görseniz biraz önceki kızlardan eser yok o kadar mahcup hareketler bir görseniz ama işte zaten ben Tayland’ın bu saflığını seviyordum.

Kızları koluma takıp masaya geldiğimde fatih abi kuzen şaşkın bakışlarla bizi izlerken fatih abi bombayı patlatıyor, bunlar az gelir sana bizim kızları da al diyince ortam bir anda şenleniyor. Biz gülünce de kızlarda çekingenliklerini atıp başlıyoruz eğlenceye.

Biz tabii biraz şakalaşmanın ardından, dün geceki havluyu düşürme olayını bol bol konuşarak eğlenceye tam gaz devam ettik. O kadar eğlendik ama zamanın nasıl geçtiğini anlamadık çünkü ortam samimi herkes içten olunca zamanın bir önemi kalmıyor zaten. Günlerden cumartesi oluncada Bangkoktan falan haftasonu için gelenlerle  ağzına kadar doluydu mekan, iğnenin düşeceği boşluk yoktu inanın.

4 buçuk gibi Taylandlı 35 yaşlarında temiz yüzlü ama biraz fırlama bir oğlan geldi, izin verirseniz masanıza oturabilir miyim dedi. Bizde tabikide diyip oturtduk. Bu oturur oturmaz garsonlar gelip ne içeceğini sordu oda birşeyler sipariş verdi. Ben gerek yok bizimkilerden iç diyince biraz şaşırdı teşekkür etti ama boş bardak vardı ben hemen viski doldurup kolamı redbull mu diye sorunca kola diyip teşekkür üstüne teşekkür. Masadaki kızların bir kaçıyla selamlaştı ama gayet efendi. Bodyguardların, garsonların biri gidiyo biri geliyor bununla konuşmaya. Birazdan siparişi geldi oda iki şişe viski söylemiş tam şekilci yani masada oldu 5 şişe. Ben getiren garsona gerek yok burdan içer o dedim bu başladı gülmeye lütfen diyip teşekkür üstüne teşekkür. Bende içimden dedim bu Bangkok’tan cumartesi gecesi eğlenmeye gelen cebi, şekli sağlam, mekandaki herkesi tanıyan biri dedim bizim memleketteki tanıdık mekanlara gittiğimiz halimiz gibi bişey dedim heralde. Bunla başladık muhabbete ama nasıl komik birisi bu gece sen beşlimi yapcaksın falan diyo yandaki jenin arkadaşlarını göstererek şakayla karışık ben de sende gel altılı olsun diyorum oda yok sen beni de araya katarsın nolur nolmaz falan derken kahkahalar espriler havada uçuşuyo ama beş dakida bir ya garson ya bodyguard ya da geçen kızlardan biri bununla selamlaşıyor konuşuyor. Bende ne kadar sevenin var Bangkok’tan her haftamı geliyosun dedim . o da yok arada sırada diyip gülmez mi. Sabaha kadar hep beraber eğlendikten sonra biz kalkıp çıkarken kapıya kadar uğurladı bizi ve aşağıda kapıdaki bodyguardlara bir şeyler söyledi. Bodyguardlarda hemen merdivenleri çıkıp diğer  kızlara inerken yardım etti. O an dedim ne delikanlı bebeymişsin diye ama resmen Türkçe tabii bu bişey anlamadı ama güldük hepimiz vedalaşıp ayrıldık.

6 kız üç oğlan o arap resataurantlarının nargilecilerinin falan olduğu sokaktaki pilavcıya gidip pilavlarımızı yedikten sonra diğer üç kızla vedalaştıktan sonra otele girerken hava aydınlanmaya başlamıştı bile. Jen ile birbirimize iyice ısınmıştık. Ben bizimkilere yarın siz takılın ben jenle takılırım diyince tamam dediler sağolsunlar. Jene de söyleyince mutluluktan havalara uçtu güzellik, şuraya gideriz böyle yaparızlara başladı hemen.

 

Öğleden sonra kalktığımızda onun motoruna atlayıp, odasına gidip üstünü değiştirdikten ve yine yaşadıkları odaları ve ortamı görüp biraz hüzünlenip dün geceki barzoya Türkçe küfürleri saydırdıktan sonra güzelce tıka basa bir kahvaltının ardından doğruca health land a masaja önce ayak sonra klasik masajdan sonra hava kararmaya başlamıştı. Oradan da sahil kenarında bir restauranta gidip sohbet muhabbet. Oradan da otele uğrayıp, hazırlanmak için odasına gitti jen. Bende bizimkilerle fatih abinin odasında buluşup, artık her gece ritüelimiz olan Pattaya gece hayatına başlamadan önce walking streetin girişinden biraz üstteki bayrağımızın asılı olduğu hemşerimiz olan gölbaşılı baba oğulun işlettikleri dönercide dönerlerimizi yedikten sonra fazla uğraşmayıp bizim  Maraş dondurmacılarına selam verip doğruca insomniaya girip bodyguardlarla, garsonlarla selamlaşıp oturup dünden kalan yarım şişe votka ve yeni bir şişe viskimizi söyleyip başladık muhabbete biraz sonra siparişler geldi ama iki şişe viski geldi ikincinin üstünde de taice birşeyler yazıyodu bende yanlışlık oldu heralde bu başkasının diyip birini gönderiyim dedim. Garson yok dese de ben gönderdim. Biz sohbet ederken bide ne görüyüm dünkü Tayland’lı bebe yanında garson onun elinde de viski şişesi geldiler masaya. Biz tabii selamlaştık sonra başladı anlatmaya; çakal aslında buranın işletmecisiymiş, bizimde dün kızları çağırmamız onlara davranış şeklimiz, kılığımız kıyafetimize ve eğlencemize bakarak masamıza gelmek istemiş. Dünkü içkiyi de aslında dün içeriz diye söylediğini  içmeyince de  bize hediye etmek istediğini bizzat gelip söylemek istemiş biz geri gönderince. Bende sen de içersen olur dedim ama bu bastı kahkahayı haftada sadece cumartesi günleri geç saatlerde izin veriyormuş kendine çakal karlos. Bende o gece kalan viski ve kartı jene bıraktım daha sonra. Daha önce yazdığım gibi siz iyiyseniz orada herkes size karşı kat be kat iyi zaten. Jenin gelmesiyle eğlence tavan yaptı ama bizim son gecemizdi ve ben her zamanki gibi odaya gidene kadar hiç birşey söylemedim. Vedamızda beraber geçirdiğimiz üç gün gibi gayet içten ve birazda hüzünlüydü. Daha sonra üç gün phuket ve bir gecede bangkokta kalıp döndük cennet parçası vatanımıza.

Biz aslımızı unutmadan insanlara nasıl davranacağımızı hatırlarsak Tayland  cidden çok güzel bir ülke ama aslımızı unutup davranışlarımızda sapıtıp hayvanlaşırsak sadece biz değil oraya daha sonra giden bütün Türklerde aynı damgayı yiyecektir bunu unutmayalım. Ben orada kış mevsimini iki ay üç ay kalarak geçiren, orada ev sahibi olan gerçekten çok klas bir çok Türk kardeşimiz abimizle tanıştık sohbet ettik. Hepsinin söylediği ortak nokta gün geçtikçe kendimizi ve nasıl davranmamız gerektiğini unuttuğumuz.

Buradan sitemiz tekrardan hayırlı olsun ve bir hatam olduysa kusuruma bakmayın. Beni yazılarımdan bilen bilir içimden geleni kendi üslubumla yazmaya çalışırım, kırılan üzülen olursa da kusuruma bakmasın. Herkese bundan çok daha iyi tatiller dileğimle

Ankaramızdan bolca selamlar.

Teknik Bir Problemden dolayı Sayın. BabaAlinin Konusundaki yorumlar silinmiştir. Eski yorumlar’dan alabildiğimizi,  görebilmeniz adına bu şekilde gösterme gereği duydum.